Web Content Viewer Header SGK

Actions
Loading...

Web Content Viewer Content SGK

Actions
Loading...

Kısa Vadeli Sigorta Kolları

5510 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesine göre kısa vadeli sigorta kolları;

  • İş kazası, meslek hastalığı,

  • Hastalık,

  • Analık, sigortalarından oluşmaktadır.

Geçici iş göremezlik; sigortalının iş kazası geçirmesi, meslek hastalığına tutulması veyahut hastalık ve analık hallerinde, Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulu raporlarında belirtilen istirahat süresince geçici olarak çalışamama halidir.

Sigortalı sağlık hizmet sunucusundan almış olduğu rapor nedeniyle istirahatli olduğu, dolayısıyla geçici olarak çalışamadığı için aylık ya da haftalık kazancında eksilme olmakta ve gelir kaybı yaşamaktadır. Bu gelir kaybının telafisi ise, geçici iş göremezlik ödeneği ile sağlanmaktadır.

Yaygın kullanım olarak halk arasında “rapor parası, istirahat raporu ücreti” olarak da bilinen geçici iş göremezlik ödeneğinin hesaplanması ve ödenmesi de dahil tüm işlemler Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yürütülmektedir.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda, geçici iş göremezlik ödeneğinin sigortalıların bulundukları kapsam ve vaka türlerine göre kimlere ödeneceği belirlenmiştir.

Buna göre; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların yani hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar ile muhtarlar, ticari ya da tarımsal faaliyetlerde bulunanlar, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar, şirket ortakları olarak sıralayabileceğimiz kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalıların, iş kazası geçirmesi ya da meslek hastalığına tutulması durumunda, istirahatli olduğu süre boyunca çalışamadıkları her gün için kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan yardımlardan biri olan geçici iş göremezlik ödeneği ödenmektedir. İş akdine istinaden çalışan sigortalılara hastalık vaka türünden ödenecek ödenekler, geçici iş göremezliğin üçüncü gününden başlamak üzere her gün için ödenmektedir.

İş kazası meslek hastalığı, hastalık ve analık sigorta kollarına göre ödeneğe müstahak olma durumu sigortalılık kapsam türüne göre farklılıklar arz etmektedir. Buna göre;

  • Hizmet akdi ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde çalıştırılan hükümlü ve tutuklular hakkında, iş kazası ve meslek hastalığı ile analık sigortası,

  • Meslekî Eğitim Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ve işletmelerde meslekî eğitim gören öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık sigortası; meslek liselerinde okumakta iken veya yükseköğrenimleri sırasında staja tabi tutulan öğrenciler ile Yükseköğretim Kanununa tabi olarak kısmi zamanlı çalıştırılan öğrenciler hakkında ise yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,

  • Harp malulleri ve Terörle Mücadele Kanunu ve Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre aylık alanlar ile aynı Kanun kapsamında vazife malullüğü aylığı alan er ve erbaşların sigortalı olarak bir işyerinde çalışmaları halinde haklarında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,

  • Türkiye İş Kurumu tarafından düzenlenen meslek edindirme, geliştirme ve değiştirme eğitimine katılan kursiyerler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,

  • Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri hakkında iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortası,

  • Tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanların ise prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması, iş kazasının olduğu tarihten en az on gün önce tescil edilmiş olmaları ve sigortalılıklarının sona ermemiş olması şartları ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,

  • Vazife malullüğü, malullük, yaşlılık veya emekli aylığı bağlandıktan sonraki dönemde sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar hakkında yalnızca iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,

  • Kanunun Ek 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası, hastalık ve analık sigortası,

  • Kanunun Ek 9 uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen ev hizmetlerinde 10 günden az çalışanlar hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası,

  • Ek 29 uncu maddesine göre intörn statüsündeki öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile hastalık sigortası,
hükümleri uygulanmaktadır.

Hizmet akdine tabi çalışan sigortalılar ile kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalılardan, ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, gelir vergisinden muaf olup esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar ve tarımsal faaliyette bulunanlar hakkında analık sigortası hükümleri uygulanmakla birlikte, kendi nam ve hesabına çalışan sigortalılar için hastalık sigortası hükümleri uygulanmamaktadır.

Sigortalının geçici iş göremezlik ödeneğini hak etmesi halinde, istirahat raporuna ait ödeme işlemleri, sigortalının işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il ya da merkez müdürlüğünce rapor bitiş tarihini takip eden günden itibaren en kısa süre içerisinde yapılmaktadır.

İstirahat raporu için ödeme işlemi gerçekleştirildiğinde, şayet sigortalının telefon numarası tanımlandıysa, sigortalıya ödemenin bankaya gönderildiğine dair SMS gönderilmektedir. Ayrıca e-Devlet üzerinden de ödemenin akıbeti hakkında bilgi alınabilmektedir.

Aynı zamanda işverenlerin çalışılmadığına dair bildirim ekranından e-posta adreslerini kaydetmeleri halinde ödeneğe ilişkin bilgilendirme maili tanımlanan e-posta adresine gönderilmektedir.

Sigortalının geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanması için sigortalılık statüsünün yanı sıra 5510 sayılı Kanunda belirtilen şartların ve yükümlülüklerin yerine getirilmiş olması gerekmektedir. Öncelikle sigortalının kısa vadeli sigorta kolları açısından, sigortalılık niteliğinin sona ermemesi gerekmektedir. Kanuna göre, sigortalının hizmet akdinin sona ermesini takip eden onuncu gün sigortalılık niteliği sona ermiş olmaktadır. Dolayısıyla sağlık hizmet sunucusundan alınan istirahat raporuna ait ödeneğin ödenebilmesi için sigortalının raporun başlangıç tarihinin ya hizmet akdinin devam ettiği süre içerisinde ya da hizmet akdi sona ermişse, hizmet akdinin sona erdiği günü takip eden 9 gün içerisinde olması gerekmektedir.

Hizmet akdi sona ermemesine rağmen çeşitli sebeplerle işverenlerince sigortalı ücretsiz izinli gösterilebilmektedir. Eğer ücretsiz izin sebebi İş Kanunu’nda tanımlı olan yol izni ve analık izni kapsamında ise ücretsiz izinli olduğu süre boyunca sigortalının sigortalılık niteliği devam etmektedir. Bu iki tür izin dışında herhangi bir sebeple sigortalının ücretsiz izinli gösterilmesi halinde sigortalılık niteliği, az önce belirttiğimiz şartlar dahilinde sona ermiş kabul edilerek, sigortalı ödeneğe hak kazanamayacaktır.

Sigortalının yerine getirmesi gereken bir diğer yükümlülük, istirahatli olduğu dönem içerisinde işyerinde çalışmamasıdır. Sigortalı rapor süresi boyunca işyerinde çalışmışsa, sigortalıya ödenek ödenmemektedir. Kurum kayıtlarından elektronik ortamda sigortalının işyerinde çalışıp çalışmadığının kontrolü en geç rapor bitim tarihini takip eden ay sonuna kadar yapılmaktadır. Sigortalının rapor süresi boyunca işyerinde çalıştığının tespit edilmesi halinde, rapor süresinin tamamı için geçici iş göremezlik ödeneği ödenmemekte, eğer ödenmiş ise yasal faizi ile birlikte sigortalıdan tahsil edilmektedir.

Benzer şekilde, iş kazası meslek hastalığı ve hastalık hallerinde, tedavinin sona erdiğine ve çalışabilir olduğuna dair belge almaksızın çalışan sigortalıya rapor süresinin tamamı için geçici iş göremezlik ödeneği ödenmemekte, ödenmiş olanlar da Kanunun 96 ncı maddesine geri alınmaktadır.

Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle ya da hekimin bildirdiği tedbir ve tavsiyelere uymaması sonucu tedavi süresinin uzaması, ağır kusuru veya kasti bir hareketi yüzünden istirahat raporu almak zorunda kalması durumlarında, Kanunun 22 nci maddesinde belirtilen oranlarda ödenekte kesinti yapılmaktadır.

Örneğin hekim, istirahat raporunun bitiş tarihini takip eden gün sigortalının sağlık durumunun kontrolünü öngörmüştür. Sigortalı rapor bitim tarihini takip eden iş günü sağlık hizmet sunucusuna başvurarak, sonu kontrol ibaresi olan raporunu, çalışır olarak güncelletmeli ya da hekim tarafından tedavinin devamının uygun görülmesi halinde yeni bir rapor almalıdır.

Bir diğer önemli örnek adli vaka ve trafik kazası olaylarıdır. Sigortalının adli bir vaka (darp, yaralama vb.) ya da trafik kazası geçirmesi sonucu iş göremezliğe uğraması halinde, Kurum tarafından olaya ait rapor, bilgi, belge ve tutanaklardan sigortalının olayda kusurlu olduğu tespit edilirse ödeneğinden kusur oranı dâhilinde Kanunda belirtilen tutarlar göz önüne alınarak kesinti yapılmaktadır.

Devam eden bir istirahat raporu varken işten ayrılan bir sigortalıya iş kazası ve meslek hastalığı durumunda işten ayrıldığı tarihe kadar, hastalık ve analık durumunda işten ayrıldığı tarihi takip eden ilk 9 gün gün için geçici iş göremezlik ödeneği ödenmektedir.

 


  • Sigortalının hastalık sebebiyle iş göremezliğe uğraması halinde, iş göremezliğin başladığı tarihten önceki bir yıl içinde en az doksan gün,

  • Sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün,

  • Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan eşinin doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme ödeneği verilebilmesi için doğumdan önceki bir yıl içinde en az 120 gün,
kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş olması gerekmektedir.

 

Sigortalının iş kazası geçirmesi ya da meslek hastalığına tutulması durumunda prim ödeme gün sayısı şartı aranmamaktadır. Sigortalının işe başladığı gün iş kazası geçirmesi halinde bile, Kanunda tanımlanan yardımlardan faydalanabilecektir.

Günlük kazanç, rapor başlangıç tarihinden önceki son üç aya ait toplam kazancın aynı üç aydaki prim ödeme gün sayısına bölümü ile bulunmaktadır. Yatarak tedavilerde günlük kazancın yarısı, ayaktan tedavilerde ise 2/3’ ü alınarak rapor gün sayısı ile çarpılmakta ve geçici iş göremezlik ödeneğinin toplam tutarı hesaplanmaktadır.

Rapor bitim tarihini takip eden iş günü içerisinde e-Ödenek Programı üzerinden rapora ait kontroller yapıldıktan sonra, sigortalının hak ettiği kazanç tutarı otomatik olarak hesaplanmaktadır. Sigortalının rapor başlangıç tarihinden önceki son bir yıl içinde en az 90 gün prim ödeme gün sayısının bulunması temel koşuldur. Bu koşulun gerçekleşmiş olmasına rağmen son üç ayda sigortalı adına prim ödeme gün sayısı olmasa dahi, sistem tarafından bir önceki üç aya ait kazanç kontrolü yapılıp günlük kazanç hesaplanmaktadır.

İşe girdiği gün iş kazası geçiren ve adına kazanç bildirilmeyen sigortalının istirahat raporuna ait ödemesi aynı iş kolundaki emsal kazanç dikkate alınarak yapılmaktadır.

Sigortalı kadının, gebeliğinin başladığı tarihten itibaren doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde ise ilk on haftalık süreye kadar olan gebelik ve analık hali ile ilgili rahatsızlık ve engellilik halleridir.

Analık sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe emzirme ödeneği ödenmektedir.

Kadının kendisi sigortalı ise, analık hali kapsamında hem geçici iş göremezlik ödeneğine hem de emzirme yardımına müstahak olacaktır. Dolayısıyla; geçici iş göremezlik ödeneği açısından analık hali, sadece sigortalı kadının kendisi için söz konusudur.

Analık sigortası kapsamından sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneği ödenebilmesi için;

  1. İstirahatın başladığı tarihte sigortalı olması ve sigortalılık niteliğinin sona ermemesi,
  2. Doğumdan önceki 1 yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması,
  3. İstirahatli olduğu süre içinde işyerinde çalışmamış olması,
  4. Doğum olayının (canlı ya da ölü) gerçekleşmiş olması,
gerekmektedir.

Geçici iş göremezlik ödeneği hekimin vereceği istirahate bağlı olarak doğumdan önceki ve sonraki 8 haftalık sürede, çoğul gebelik halinde doğumdan önceki 8 haftalık süreye 2 haftalık süre ilave edilerek çalışmadığı her gün için ödenecektir. Sigortalı kadının isteği ve hekimin onayı ile doğuma 3 hafta kalıncaya kadar çalışması halinde, çalışılan süreler doğum sonrası istirahat süresine ilave edilir. Bu sürelerin eklenebilmesi için yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularınca sigortalı kadının doğumdan önceki 3 haftaya kadar çalışmasının uygun olduğuna dair sağlık raporu düzenlenmesi gerekmektedir.

Doğum öncesi ve sonrası olmak üzere toplam 16 haftalık (112 günlük) süre İş Kanunu’na paralel olarak 5510 sayılı Kanunda tanımlanmıştır. İş Kanunu’nda “Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır” hükmü yer almaktadır. Ayrıca kadın sigortalının erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır.

Analık sigortasından sağlanan bir diğer yardım emzirme ödeneğidir. Sigortalı kadına veya Medeni Kanun’a göre evli olmak şartıyla sigortalı olmayan eşinin doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe verilen emzirme ödeneği her yıl güncellenmektedir.

Sağlık hizmet sunucularınca elektronik ortamda düzenlemekte olan doğum öncesi ve doğum sonrası analık raporları, yine elektronik ortamda Kurum veri tabanına ve işverenin “çalışılmadığına dair bildirim” ekranına düşmekte ve ödeme işlemleri, sigortalının işyerinin bağlı bulunduğu sosyal güvenlik il/merkez müdürlüklerince yapılmaktadır. Sigortalının erken ya da beklenenden geç doğum yapması halinde, doğum öncesi ve doğum sonrası geçici iş göremezlik ödeneği ödenecek olan süreler sistem tarafından hesaplanmakta ve tekil gebelikte 112 gün, çoğul gebelikte 126 gün olmak üzere, anlaşmalı bankaya sigortalının T.C kimlik numarasına tanımlanarak gönderilmektedir.

Ancak,

  • Gebelik istirahatinin başladığına dair rapor almaksızın istirahate ayrılan sigortalıya doğumun gerçekleştiği tarihe kadar olan süreye ait,

  • İstirahat raporu almasına rağmen hekimden çalışabileceğine dair rapor olmaksızın işyerinde çalışan sigortalıya çalıştığı süreye ait,
geçici iş göremezlik ödeneği ödenmeyecektir.

Geç doğum olması halinde ise geçen süre için sistem tarafından otomatik olarak “hastalık” raporu düzenlenmekte, bu süreye ait geçici iş göremezlik ödeneği sigortalıya ayrıca ödenmektedir.

Sigortalının yaşamış olduğu gelir kaybının telafi edilmesi temel prensibine dayanan geçici iş göremezlik ödeneğinin sigortalılara mümkün olan en kısa zamanda ödenmesi amacıyla hazırlanan E-Ödenek Programı, özel veya resmi sağlık hizmet sunucularınca düzenlenen geçici iş göremezlik belgeleri ile sağlık kurulu raporlarının işverenlere ve Kuruma elektronik ortamda gönderilmesi ile iş göremezlik ödeneğinin hesaplanması ve sigortalı adına anlaşmalı bankaya aktarılması süreçlerini düzenleyen, Sosyal Güvenlik Kurumunun öz kaynaklarıyla geliştirilip tamamlanan yazılım programıdır.

Söz konusu proje ile emek ve zamandan tasarruf edilmiş ve bürokrasi azaltılmıştır.

Geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenebilmesi için sigortalının sağlık ve tedavi durumunu belirtir raporların özel veya resmi sağlık tesislerince e-Ödenek Programı üzerinden elektronik ortamda düzenlenmesi gerekmektedir. Bu raporlara ait ödemelerin yapılabilmesi sosyal güvenlik mevzuat hükümleri çerçevesinde belirtilen şartlara tabidir.

Ayaktan tedavilerde tek hekim raporu ile bir defada en çok 10 gün istirahat verilebilir. İstirahat sonrasında kontrol muayenesi raporda belirtilmiş ise toplam süre yirmi günü geçmemek kaydı ile istirahat süresi on gün daha uzatılabilir. Eğer tek hekim sigortalının istirahatinin devam etmesi gerektiğine karar verirse, sigortalı için düzenlenecek olan yeni rapor, sağlık kurulu tarafından düzenlenmelidir.

Bir takvim yılı içinde tek hekim tarafından ayaktan tedavilerde verilecek istirahat sürelerinin toplamı 40 (kırk) günü geçemez. Bu süreyi geçen istirahat raporları sağlık kurulunca verilir. Ancak, tek hekimin sigortalı için yatarak tedavi öngörmesi halinde bu süreler 40 günün hesabına dahil edilmez.

Uzun süreli istirahat, genel olarak sigortalının iş kazası, meslek hastalığı, hastalık hali sebebiyle sağlık hizmet sunucuları tarafından 10 günden fazla süre için düzenlenen sağlık kurulu raporlarını ifade etmektedir.

Sağlık kurulunun ilk vereceği istirahat süresi sigortalının tedavi altına alındığı tarihten başlamak üzere altı ayı geçemez. Tedaviye devam edilmesi halinde malullük halinin önlenebileceği veya önemli oranda azaltılabileceği sağlık kurulu raporu ile tespit edilirse bu süre uzatılmaktadır.

Sigortalı ödeneğini alabilmek için, kendisi için uygun görülen istirahat süresinin bitimini beklemek zorunda değildir. Kaldı ki, uzun süreli istirahat süresinin bitimini beklemek sigortalının geçimini sağlayacak gelirinden uzun bir süre mahrum kalması ile sonuçlanabilir. Dolayısıyla sigortalının işverenin çalışılmadığına dair bildirimde bulunması ve sigortalının Kuruma başvurusu halinde, on ya da daha uzun süreli dilimler halinde ödemesi yapılabilmektedir.

İş kazası;

  • Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,

  • İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,

  • Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle, asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,

  • Bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,

  • Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş, gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olaydır.

Meslek hastalığı ise, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.

Bir olayın iş kazası sayılabilmesi için, kazayı geçiren kişinin sigortalı olması, sigortalının işyerinde veya işyerinden sayılan yerlerde bulunması, olayın işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana gelmesi, kaza ile sonuç arasında uygun bir illiyet bağının bulunması, kaza sonucu sigortalının bedenen ya da ruhen engelli hale gelmesi gerekmektedir.

İş kazası sayılma hal ve durumlarını kısaca açıklamak gerekirse;

İşyeri, işyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçlar da işyerinden sayılmıştır. Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen kazanın yapılan işle ilgili olup olmadığına ve mesai saatlerinde olup olmamasına bakılmaksızın iş kazası sayılması gerekmektedir.

Ayrıca olayın, yürütülmekte olan iş nedeniyle meydana gelmesi veyahut bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelmesi hali de iş kazası sayılmaktadır.

Örneğin, işin niteliği gereği işverenin işçisini işyeri dışında görevlendirmesi halinde de Kanun, sigortalıyı karşılaşabileceği kaza risklerine karşı teminat altına almaktadır. Tarlada çalışan sigortalının traktörün devrilmesi sonucu yaralanması ya da işverene ait traktör ile tarlaya giderken yolda traktör ile kaza geçirmesi, beyaz eşya tamir bakım servis işyerinde çalışan sigortalının buzdolabı tamiri için gittiği binada dengesini kaybederek düşmesi sonucunda yaralanması gibi olaylar, işlerin yürütümü sırasında meydana geldiğinden iş kazası sayılması gerekmektedir.

İş kazası, işin yürütümü sırasında meydana gelen olayı ifade etmekte ise de yapılan işle ilgisi olmayan bazı hal ve durumlarda meydana gelen olayları da kapsamaktadır.

İş kazasının, sigortalıların işvereni tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal Sosyal Güvenlik Kurumuna ise en geç kazadan sonraki üç iş günü içerisinde bildirilmesi gerekmektedir.

Sigortalıların, işverenin kontrolü dışındaki yerlerde iş kazası geçirmeleri veya iş kazası ile ilgili bilgi almasına engel olacak durumların varlığı halinde ise iş kazasının bildirim süresi iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.

Bir hastalık veya engellilik halinin meslek hastalığı sayılabilmesi için sigortalı olunması, hastalık veya engelliliğin yürütülen işin sonucu olarak ortaya çıkması, sigortalının hastalanması, bedence veya ruhça bir engele uğraması, hastalığın mevzuatta yer alması ve mevzuatta belirtilen süre içinde meydana çıkması ile hastalığın hekim raporu ile tespit edilmesi unsurlarının bir arada gerçekleşmesi gerekmektedir.

İş kazasının mesleki nitelikte bulunmayan olayları da kapsamasına karşılık, meslek hastalığı tamamen yürütülen işle ilgili olayları kapsamaktadır. İş kazası ani bir hareket sonucu gerçekleşirken, meslek hastalığı ise zamanla oluşmaktadır.

Kömür madenlerinde çalışan sigortalıların tutuldukları “Pnömokonyoz” ve “Antrekozis” , mermer ocakları veya kot taşlama işyerlerinde çalışanların tutuldukları “Silikozis”, tütün işletmelerinde çalışan sigortalıların yakalandıkları “Tabakozis” gibi hastalıklar, işin niteliğine göre tekrarlanan bir sebeple meydana gelen tipik meslek hastalıklarından olduğu gibi, sıtma ile mücadele işlerinde çalışan sigortalıların bataklıkların kurutulması işinde çalıştıkları sırada yakalandıkları “Sıtma” hastalığı veya hayvanlarla ilgili işte çalışanların yakalandıkları “Şarbon” hastalığı da, işin yürütüm şartları yüzünden meydana gelen, meslek hastalıklarından sayılmaktadır.

Sigortalının çalıştığı işten dolayı meslek hastalığına tutulduğunun;

  • Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmet sunucuları tarafından usulüne uygun olarak düzenlenen sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi,

  • Kurumca gerekli görüldüğü hallerde, işyerindeki çalışma şartlarını ve buna bağlı tıbbî sonuçlarını ortaya koyan denetim raporları ve gerekli diğer belgelerin incelenmesi sonucu Kurum Sağlık Kurulu tarafından tespit edilmesi zorunludur.

Sigortalıların meslek hastalığına yakalanmaları halinde, işverenleri tarafından bu durumun öğrenildiği günden başlayarak en geç üç iş günü içinde sosyal güvenlik il müdürlüğü/sosyal güvenlik merkezlerine bildirilmesi gerekmektedir. Kendi nam ve hesabına çalışan sigortalıların ise kendileri tarafından, meslek hastalığına tutulduğunu öğrendiği günden başlayarak üç iş günü içinde Kuruma bildirmeleri gerekmektedir.

Bildirim, iş kazasında olduğu gibi İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu ile elektronik ortamda yapılmaktadır. Bildirim, elektronik ortamda (e-Bildirim programı üzerinden) yapılabileceği gibi doğrudan ya da posta yolu ile Kurumun merkez ve taşradaki birimlerine de yapılabilir.

5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi hükmüne göre, sigortalının anılan maddede sayılan hal ve durumlardan birinde meydana gelen ve herhangi bir olay sonucu bedence veya ruhça arızaya uğraması hali iş kazası sayılmaktadır.

Ancak, burada göz önünde bulundurulması gereken husus, öncelikle bir olayın var olması ve bu olay ile sonuç arasında bir ilişki bulunması, diğer bir deyimle "neden" ile "sonuç" arasında bir bağlantının olmasıdır.

Sigortalı işyerinde ve işini yaparken veya iş yapmadan geçirdiği sürelerde işverenin emrinde iken dış etkenlerden kaynaklanan bir neden sonucu kalp krizi geçirirse, kalp krizinin sonucu (ölüm veya rahatsızlıklar) işyeri dışında gerçekleşse bile bunun bir iş kazası sayılması gerekmektedir.

Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan sigortalılar yani SSK’lılar, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılan hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışan sigortalılar yani BAĞ-KUR’lular, 5 inci maddesinin (a), (b), (c), (e) ve (g) bendinde sayılan sigortalılar ile Ek 5 ve Ek 9 uncu maddesinde belirtilen şartlarda ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar ve intörn öğrenciler iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sağlanan yardımlardan yararlanabilmektedir.

5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince iş yerinde meydana gelen ve hastalık sigortası kapsamı dışında kalan olayların iş kazası sayılması gerekmektedir.

İş kazası geçiren sigortalıların iş kazası sigortası kolundan sağlanan yardımlardan yararlanması için herhangi bir prim ödeme gün sayısı aranmamaktadır.

Geçirilen kazanın Kurumumuzca iş kazası olarak kabul edilmesi halinde, istirahatli kaldığı günler için sigortalının Kurumumuzdan geçici iş göremezlik ödeneği alması mümkündür.

Meslek hastalığının 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının;

  • (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından,

  • (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından,
bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirim formu ile elektronik ortamda veya kağıt ortamında Kuruma bildirilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya da yanlış bildiren işverenden veya 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıdan yani BAĞ-KUR’ludan, Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri geri alınır.

İş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren 3 işgünü içinde bildirmesi gerekir.

Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri vasıtasıyla soruşturma yapılabilir.

 


  1. Geçici iş göremezlik ödeneği ödenmesi,
  2. Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması,
  3. Ölen sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanması,
  4. Gelir bağlanmış olanın kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi,
  5. Ölen sigortalı için cenaze ödeneği ödenmesi.

 

Olayın işyerine ait yatakhanede meydana gelmesi nedeniyle ve yatakhane işyerinden sayıldığından 5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (a) fıkrası hükmüne göre iş kazası sayılması gerekmektedir.

Sigortalının izinli olduğu süre zarfında işyeri ile olan hukuki münasebeti, yani hizmet akdi devam ettiğinden, dolayısıyla sigortalılık vasfını kaybetmediğinden, 5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre iş kazası sayılması gerekir.

Kaza işin yürütümü sırasında meydana geldiğinden 5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin (b) fıkrası hükmüne göre iş kazası sayılması gerekmektedir.

İş kazası, sigortalının işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana geldiğinden 5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmüne göre iş kazası sayılması gerekmektedir.

İş kazası, emziren kadın sigortalının iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda meydana geldiğinden 5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi hükmüne göre iş kazası sayılması gerekmektedir.

Sigortalının işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş geliş sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olay iş kazası olarak tanımlanmıştır. Söz konusu hüküm, işverence sağlanan bir taşıtla gidip gelme esasına dayandığından belediye otobüsüne binerken meydana gelen kazanın 5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi hükmüne göre iş kazası sayılması mümkün değildir.

5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmüne göre iş kazası sayılması gerekmektedir.

4/1(b) kapsamındaki sigortalının iş kazası geçirmesi halinde kendisi tarafından bir ayı geçmemek şartıyla, rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonraki üç iş günü içinde, elektronik ortamda veya kâğıt ortamında dosyasının bulunduğu Sosyal Güvenlik İl/Sosyal Güvenlik Merkez Müdürlüğüne bildirimde bulunulması gerekir.

Sigortalı kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla emzirme ödeneği verilir.

Emzirme ödeneğinden yararlanabilmek için 120 gün kısa vadeli sigorta primi ödenmiş olması ve 4/1(b) (BAĞ-KUR) kapsamındaki sigortalıların prim ödeme gün şartının yanında prim ve prime esas herhangi bir borcunun bulunmaması gerekmektedir.

Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1), (2) ve (4) numaralı alt bentlerinde sayılan sigortalı kadın analık sigortasından yararlanır.

4/1(b) kapsamında şirket ortağı olan sigortalı kadın analık sigortasından yararlanamaz. Ancak emzirme ödeneği alabilir.

Analık sigortasından yararlanmak için sigortalılığın devam etmesi, bir yıl içinde en az 90 gün kısa vadeli sigorta primi ödenmiş olması, istirahatli olunan dönemde çalışılmaması ve kendi nam ve hesabına çalışan sigortalılar için prime ilişkin borcun bulunmaması gerekmektedir.

4/1(b) kapsamında kendi nam ve hesabına çalışan sigortalılara hastalıkları halinde iş göremezlik ödeneği ödenmez.

İş kazası geçiren veya meslek hastalığına tutulan 4/1(b) sigortalılarının geçici iş göremezlik ödeneği alabilmesi için yatarak tedavi süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak ayaktan istirahat raporu almaları, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarını ödemiş olmaları gerekmektedir.

İş kazası, meslek hastalığı ya da analık hallerinde sigortalılara ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği, sigortalıların beyan edeceği veya sigortalı adına beyan edilecek günlük kazancın ayakta tedavilerde 2/3’ü, yatarak tedavilerde ise ½’si ödenir.

İsteğe bağlı sigortalılar kısa vadeli sigorta primi ödemediklerinden kısa vadeli sigorta kolları kapsamında sayılmazlar. Bu nedenle söz konusu sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödenmemektedir.

4/1(b) kapsamındaki sigortalıların iş kazasını geç bildirmesi halinde, geçici iş göremezlik ödeneği bildirim tarihinden itibaren ödenir.

5510 sayılı Kanunun 18 inci maddesinde 4/1(b) kapsamındaki sigortalıların geçici iş göremezlik ödeneği alabilmesi için prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması şartı bulunduğundan, borcu bulunan bu sigortalılara geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez. Ancak, borçlu olan 4/1(b) kapsamındaki sigortalıların borcunu ödemesi ve beş yıllık zamanaşımı süresini de geçirmemesi halinde geçmişte hak ettiği geçici iş göremezlik ödeneği taraflarına ödenmektedir.

5510 sayılı Kanunun 21 inci maddesi gereğince kusuru bulunan hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler rücu edilmez.

Sigortalının kendisinden kaynaklanan sebeplerle veya hekim tavsiyesine uymaması sebebiyle tedavi süresinin uzaması, iş göremezlik oranının artması halinde, geçici iş göremezlik ödeneği Kurumca dörtte birine kadar eksiltilerek ödenir.

Sigortalıya veya hak sahiplerine yapılan ve ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, kusurlu görülen üçüncü kişiye rücu edilir.

4/1(a) kapsamında bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan sigortalının yani SSK’lının geçirdiği iş kazasının işvereni tarafından Kanunda belirtilen süreler içerisinde Kuruma bildirilmemesi halinde, Kuruma bildirim yapılıncaya kadar sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödenekleri Kurumca işvereninden tahsil edilir.

Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında kendi nam ve hesabına çalışan sigortalılara ise bildirim tarihine kadar geçici iş göremezlik ödeneği ödenmez.

 


  1. Sigortalının hükümlülükle sonuçlanmayan tutuklulukta geçen süreleri,
  2. Sigortalının ödenek ödenen iş göremezlik süreleri,
  3. Grev ve lokavtta geçen süreleri,
  4. Askerlikte geçen hizmet süreler,
son bir yılın hesabında dikkate alınmaz.

 

Bu olaya maruz kalan sigortalının sigortalılık niteliği yitirilmemiş ise olay iş kazasıdır.

5510 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre; bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen kazalar iş kazası sayılmaktadır.

Ancak burada işveren tarafından herhangi bir görevlendirme söz konusu olmadığından anılan Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre iş kazası sayılması mümkün değildir.

5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışan sigortalının yani BAĞ-KUR’lunun yürütmekte olduğu iş nedeniyle işyeri dışında meydana gelen kazalar iş kazası olarak kabul edilmektedir.

Hastalığın “meslek hastalığı” olduğu Kurumca tespit edildiği takdirde sigortalıya;

  1. İstirahatli olduğu sürelerde geçici iş göremezlik ödeneği ödenir.
  2. Sürekli iş göremezlik ödeneği bağlanır.
  3. Sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine gelir bağlanır.
  4. Kız çocuklarına evlenme ödeneği verilir.
  5. Cenaze yardımı yapılır.

Sigortalının eski işinden fiilen ayrılmasıyla hastalığın meydana çıkması arasında bu hastalık için Kurum tarafından çıkarılan Yönetmelikte belirtilen sürelerden daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır.

Sigortalıya geçici iş göremezlik ödeneğinden en yüksek olanı ödenir.

Kuruma bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara varılabilmesi için gerektiğinde Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık İş Müfettişleri tarafından soruşturma yapılır. Bakanlık İş Müfettişlerinin rapor ve tutanaklarında gerekli bilgilerin yer alması veya yargı kararının bulunması halinde tekrar inceleme talep edilmez.

İş kazası sigorta kolunda hastalık sigortasında olduğu gibi herhangi bir prim ödeme gün sayısı aranmamakta, iş kazası geçiren sigortalı işvereni tarafından derhal en yakın sağlık kuruluşuna götürülerek tedavisinin yaptırılması gerekmektedir.

5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında olup, emziren kadın sigortalıya 4857 sayılı İş Kanunun 74 üncü maddesinin son fıkrası hükmü gereğince 1 yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilmesi öngörüldüğü halde, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılar yönünden böyle bir düzenlemenin olmaması ve doğum yapan 4/1(b) kapsamındaki kadın sigortalının çocuğuna süt vermesi için işyerinde bulunma mecburiyeti bulunmaması nedeniyle iş kazası sayılmamaktadır.

 


  1. Doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması,
  2. Bu süre içinde iş yerinde çalışmamış olması,
  3. Doğum olayının gerçekleşmiş olması,
  4. 4/1(b) kapsamında kendi nam ve hesabına çalışan sigortalıların analıkları halinde genel sağlık sigortası dahil prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması.

 

İstirahat raporlarının Sağlık Bakanlığı tarafından yetkilendirilen resmi ve anlaşmalı ya da anlaşmasız özel sağlık kuruluşları tarafından düzenlenmesi gerekmektedir.

Ülkemizin taraf olduğu sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri çerçevesinde akit ülke sigorta kurumu mevzuatına göre düzenlenen ve sözleşmenin uygulanmasına ilişkin formülerlerle Kuruma bildirilen istirahat raporları da aynen kabul edilmektedir.

Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerdeki tedaviler sonucu verilen istirahat raporları ise, ülkemiz dış temsilciliklerince onanması halinde geçerli sayılmaktadır.

İş kazası geçiren sigortalının prim ödeme gün sayısına bakılmaksızın derhal tedaviye alınmasına müteakip belirli süreye bağlı olmaksızın tedavisi devam eder. Daha sonra bu iş kazasına bağlı arızanın nüksetmesi halinde yeniden sağlık yardımı yapılır.

Yurt içinde tedavisi mümkün olmadığı durumlarda yurtdışına tedaviye gönderilir.

Sigortalılara tek hekim tarafından bir defada en fazla 10 güne kadar rapor verilebilmektedir. İstirahat sonrasında kontrol muayenesi raporda belirtilmiş ise, hekim, bunu bir defa daha tekrarlayabilmekte ve yine en fazla 10 güne kadar olmak kaydı ile toplamda en çok 20 gün istirahat verebilmektedir.

İkinci rapordan sonraki raporlar ancak sağlık kurulu tarafından verilebilmektedir.

Bir sigortalıya bir takvim yılı içerisinde tek hekim (aynı veya farklı hekimler) tarafından en fazla 40 gün rapor verilebilmekte; 40 günü aşan raporlar ise sağlık kurulu tarafından verilmektedir.

İşyeri kavramı aynı Kanunun 11 inci maddesinde; “sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerler” olarak tanımlanmıştır.

Ayrıca, aynı maddede işyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerler, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerleri, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçların da işyerinden sayılacağı belirtilmiştir.

İşyeri sınırları içinde bulunan lojmanlar, nitelik yönünden işyerine bağlılığı bulunmadığından Kanunda sayılan alanlar kapsamında değerlendirilmemektedir. Bu nedenle lojmanda meydana gelecek bir olay iş kazası olarak değerlendirilmeyecektir.

Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde sayılanlardan mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında alan eğitimi gören öğrenciler için işyeri; eğitim gördükleri atölye, laboratuvar ve benzeri yerlerdir. Bu nedenle atölye ya da laboratuvar dışında meydana gelen olaylar Kanunun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamına girmediğinden iş kazası sayılmayacaktır.

Sigortalının işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda meydana gelen kazaların da iş kazası sayılması gerekmektedir.

Bu hüküm, görev ile başka bir yere gönderilen 4/1-(a) sigortalısının, asıl görevini yürüttüğü süreler dışında da sigorta kapsamında olduğunu ifade etmektedir.

Sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş-gelişi sırasında meydana gelen kazalar iş kazasıdır.

Bu durum için kriter, kazanın işverence sağlanan (işverene ait veya işverence kiralanan) bir taşıtta meydana gelmesidir. Kazanın, sigortalıların işin yapıldığı yere getirilip götürülmeleri sırasında meydana gelmesi, sigortalıların evlerinden işin yapıldığı yere, işin bitiminde de işin yapıldığı yerden de evlerine getirilip götürülmeleri sırasında meydana gelmesi halinde iş kazası sayılması gerekmektedir. Ancak sigortalının şahsi aracıyla (yakıtın işveren tarafından karşılanması durumunda dahi) işyerine gidiş gelişi sırasında meydana gelen kazalar hakkında iş kazası hükümleri uygulanmayacaktır.

 


  • 5/1-(b) kapsamında olan sigortalılar için staj gördükleri işyeri işverenleri tarafından,

  • 5/1-(e) kapsamında ise çalıştığı işyeri işverenleri tarafından,
bildirim yapılacak ve yükümlülüğün süresinde yerine getirilmemesi durumunda idari para cezaları kurs, staj gördükleri veya çalıştıkları işyeri işverenlerine uygulanacaktır.

 

Bununla birlikte söz konusu kapsamda sayılanların istirahat raporu almış olması durumunda çalışılmadığına dair bildirim işlemlerinin primlerin bildirildiği okul veya İş-Kur tarafından yapılması gerekmektedir.

Bildirim süreleri iş günü olarak belirlendiğinden cumartesi, pazar ile resmi tatil günleri hesaba katılmamakta, bu günlere rastlayan kazaların anılan günleri takip eden günden itibaren 3 iş günü içinde bildirilmesi gerekmektedir.

İdari izinler resmi tatiller kapsamında olmadığından kısa vadeli sigorta kolları mevzuatı kapsamında sayılan süreleri uzatmayacaktır. Örneğin iş kazası bildiriminin son gününün idari izne rastlaması, bildirim süresini idari iznin bitiminden sonraki ilk iş gününe uzatmayacaktır. İdari izinde bildirim yükümlülüğü devam etmekte olup, Kanunda belirlenen sürede bildirimin yapılması gerekmektedir.

Bununla birlikte, 15/03/2008 tarihli ve 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, her yıl temmuz ayının birinden yirmisine kadar (yirmisi dahil) malî tatil uygulanır.

İş kazası ve meslek hastalığı bildirimleri anılan Kanunda sayılan ertelenen süreler dışında tutulduğundan, iş kazası veya meslek hastalığı bildiriminin son gününün mali tatile denk gelmesi durumunda, Kanunda belirlenen süreler uzamayacaktır.

5510 sayılı Kanunun 12 nci maddesine göre, sigortalılar, üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren, bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.

Alt işverenin sigortalısının iş kazası geçirmesi halinde ise asıl işveren ve alt işveren birlikte sorumlu olacağından iş kazası bildiriminin alt işveren veya asıl işveren tarafından yapılmış olması yeterli kabul edilecektir. İş kazasının bildirilmemesi halinde ise asıl işveren ve alt işverene birlikte yaptırımlar uygulanacaktır.

6331 sayılı Kanun gereği, sağlık hizmet sunucuları kendilerine intikal eden iş kazası vakalarını intikal tarihinden itibaren 10 gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildireceklerdir.

Sağlık hizmet sunucularının 2016/21 sayılı Genelge ekinde yer alan formu göndermesi, MEDULA uygulamasında iş kazası provizyonu seçimi, iş kazası vaka türünde istirahat raporu düzenlemesi, MEDULA kaydında iş kazası ifadesine yer vermesi veya iş kazası tanımına uyacak şekilde tanı alanında açıklama yapması durumunda söz konusu bildirim yapılmış sayılacaktır.

İş kazasının bildirilmemesi halinde 6331 sayılı Kanunun 26 ncı maddesine göre işveren ve/veya sağlık hizmet sunucusuna işyeri tehlike sınıfı ve çalışan sayısına göre belirlenecek tutarda idari para cezası uygulanmaktadır.

İş kazası bildirimlerine ilişkin idari para cezası uygulanması aşamasında aynı vakadan dolayı iş kazasına uğrayan birden fazla sigortalı olması durumunda, her bir sigortalı için yapılması gereken bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverene, sigortalı başına idari para cezası uygulanmayacak, iş kazası vakası bazında değerlendirilerek tek ceza uygulanacaktır.

5510 sayılı Kanunun 16 ncı maddesine göre, hastalık sigortasından sigortalıya hastalık haline bağlı olarak üçüncü günden başlamak üzere, günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmektedir.

Evlat edinme durumunda analık sigortasından geçici iş göremezlik ve emzirme ödeneği ödenmez.

Kanunun 19 uncu maddesine göre,

  • Sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış sigortalılardan,

  • Aynı engellilik veya meslek hastalığı nedeniyle istirahat raporu alanlara,

  • Yazılı istek tarihinden itibaren

18 inci maddeye göre hesaplanacak bir günlük geçici iş göremezlik ödeneği ile aylık sürekli iş göremezlik gelirinin otuzda biri arasındaki fark, her gün için geçici iş göremezlik ödeneği olarak verilir.

Bu madde daha önce geçirilen iş kazası nedeniyle kişinin tekrar istirahatli bırakılması (aynı iş kazası nedeniyle meydana gelen rahatsızlığı nüks etmesi) durumunda ödenek alma durumunu açıklamaktadır. Buna göre, daha önce geçirilen bir iş kazası sonucu sigortalıya gelir bağlanması ve sonrasında söz konusu iş kazası nedeniyle kişinin tekrar istirahat raporu alması durumunda sürekli iş göremezlik gelirinin otuzda biri ile bir günlük geçici iş göremezlik ödeneği arasındaki fark kendisine ödenecektir.

Söz konusu durumda ödeneğin ödenmesi için yazılı istek şartı arandığından sigortalıların vakit geçirmeksizin dilekçeyle talepte bulunmaları gerekmektedir.

Zamanaşımı ve hakkın düşmesi Kanunun 97 nci maddesinde açıklanmıştır. Buna göre geçici iş göremezlik ödeneği ve emzirme ödeneği hakkı, hakkın doğduğu tarihten itibaren beş yıl içinde istenmezse düşmektedir.

Hakkın doğduğu tarih emzirme ödeneğinde doğum tarihidir. Geçici iş göremezlik ödeneğinde ise istirahatin sona erdiği tarihtir.

İstirahat raporlarında istirahatin sona erdiği tarihten, emzirme raporlarında doğum tarihinden itibaren 5 yıl içinde ödenek istenmezse hak düşecektir. İstirahat ve emzirme raporuna personel tarafından işlem yapıldıktan sonra ilgili tarafından bankadan tahsil edilmeyen ve emanete aktarılan tutarların da istirahatin veya doğumun bittiği tarihten itibaren 5 yıl içinde istenmesi gerekmektedir. Bu süre zarfında talep edilmeyen ödenekler ödenmeyecektir.

 


  • Müstahak olmadığı (ilgili vaka türünden ödemeye hak kazanmama, gün sayısının olmaması vs.) tespit edilen kişiler,

  • Hastalık vaka türünde ve sıra numarası 1 olan, bir veya iki günlük raporlar (Ancak rapor sıra numarasının 2 veya daha büyük olması durumunda rapor süresi 2 gün de olsa bildirim aranacaktır.),

  • Yatarak istirahat süresi,

  • İşten çıkıştan sonraki süreler için (Başka işe giriş yoksa ancak işten çıkışın verildiği tarih için ise bildirim aranacaktır.).

 

Kanunun Ek 29 uncu maddesine göre intörn statüsündeki öğrenciler hakkında iş kazası ve meslek hastalığı sigortası ile hastalık sigortası hükümleri uygulanmaktadır. Söz konusu kişilere analık ve genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmamaktadır.

Askere alınma tarihinden önce alınmış bir istirahat raporunun varlığı ve rapor devam ederken askere alınan bir sigortalı olması durumunda söz konusu rapor için askerlik başlangıç tarihine kadar ödeme yapılır, askerlikte bulunulan süre için ödeme yapılmaz.

 

 

 

EMEKLiLiK

 

Web Content Viewer Footer SGK

Actions
Loading...
 
Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Güvenlik Kurumu ©2016
 
Complementary Content
${loading}
${loading}
ibmCfg.controllers.navigation true true true
sharePage viewMorePage
ibmCfg.controllers.navigation
reorderPage
theme-toolbar utb-shelf
true true
wireInterface autoWiringManager